30 Mart 2012 Cuma

50/50


Türkiye'de Şansa Bak adı ile vizyona giren 50/50 (fifti fifti:) afişten de anlaşılacağı üzere içinde komedi unsurları barındıran bir film ama komedi değil. Daha doğrusu işlediği konu durum itibari ile komediden çok dram.
Gel gelelim senaryo o kadar ince işlenmiş ki bu dramatik durum içerisinde komedi unsurları kimseyi incitmeden dengeli bir şekilde verilebilmiş.
Neden İzledim?
Şöhret basamaklarında emin adımlarla ilerleyen Joseph Gordon-levitt, bu filmde kariyerinin önemli performanslarından birini, başarı ile, gerçekleştirmiş.
Çok hassas bir konuyu kimseyi kırmadan işlemiş başarılı bir senaryoya sahip. Bu, iyi yönetmen ve iyi oyuncu kadrosuyla birleşince tamda sinemaya uygun seyirlik bir film olmuş. Paranızın boşa gitmeyeceği, naif, dram ve komedi unsurlarını barındıran başarılı bir film.


(Fotoğraf: ntvmsnbc)

29 Mart 2012 Perşembe

Şafak Sezer ve Filmleri

Maskeli Beşler, Kolpaçino, Kutsal Damacana serilerini neden izlemediğimi paylaşmak istedim bu sefer:

Şafak Sezer'i ben ilk defa Arçelik reklamlarında izlemiştim. Çelik robotumuzla tanıştığımız zamanda:) O günden bu güne çok şeyler oldu. Hatta Çelik bile kendine Çeliknaz adında bir sevgili buldu:) (Laf aramızda Çeliknaz o kadar güzel olmuş ki Çelik yanında kamyon şöförü gibi duruyo. Onunda parçalarını bi yenileme zamanı geldi bence:))

Ben Şafak Sezer'i ilk gördüğüm andan beri sevmişimdir. Oyunculuğunun başarılı olduğunu ve gelecek vaat ettiğini o zaman hepimiz anlamıştık zaten. Peki bu kadar başarılı bir oyuncu nasıl oluyor da bu kadar başarısız filmler çekebiliyor? Cevap basit aslında: Kötü senaryo ve başarısız yönetmen kurbanı olmak. Yukarıda afişlerini sıraladığım filmlerin tamamını Şafak Sezer tek başına sırtlamış. Bu filmlerin ufak da olsa bir başarısı varsa o da ne senaryo ne de yönetmen başarısıdır. Bu Şafak Sezer'in kendi başarısıdır. Zaten yapımcılarda o na güvenip senarist ve yönetmen için çok fazla bütçe ayırmıyorlar sanırım.

Kendisine uygun sağlam bir senaryo ve iyi bir yönetmenle gelene kadar Şafak Sezer filmleri için sinemaya gitmek zaman ve para kaybından başka bir şey değil. DVD lerini 5TL ye her yerden alıp izleyebilirsiniz ya da İnternet üzerinden filmlere ait bir kaç güzel sahneyi izlemeniz bile yeterli. Hem paranız hemde zamanınız size kalmış olur.;)

Çelik askılıktan sehpa



Evlerde kullandığımız çelik askılardan yaptığım bir tasarım. Her ne kadar renderlerde dengeli ve stabil dursa da aslında bunun çok zor olduğunun farkındayım. Askı kısmından geçecek bir halka ile sorun çözülebilir aslında ama ben bu haliyle daha çok sevdim:) Tasarımı uygulamak isterseniz bir halka geçirmeyi unutmayın. Hata iki halka daha sağlıklı olur:))))

Philippe S+arck Kadar İyi Sayılırım




Prototipi de vardı bu tasarımımın ama arşivimde bulamadım fotoğraflarını. Üretim konusunda sıkıntıları olmakla beraber çok rahat olduğunu söyleyebilirim. Hatta oturma alanı düz olan taburelere nazaran çok daha rahat bir oturmaya sahip. Mekanizmayı kendim çözdüm fakat yaptıktan sonra aynı mekanizmayı Philippe S+arck yaptığı bir sandalyede benden yıllar evvelce kullanmış:) Bu aslında beni sevindirdi. Demekki doğru yoldayım:)

İşte adresini de vereyim. (Bu arada kendine çok güzel bir site yapmış Philippe cim:))
http://www.starck.com/en/design/categories/furniture/chairs.html#miss_coco

28 Mart 2012 Çarşamba

Başka Dilde Aşk






En son izlediğim Başka Dilde Aşk - 2009 filmiyle ilk yorumumu yapıyorum:
Bir "ilk film eleştirisi" için aslında bu film biraz manidar. Mesela bu güne kadar neden 'sustum' ki? Üstelik bu film yönetmenin ilk filmi:)

Filmin yapısı duygusal-komedi kategorisinde. Dram da eksik kalmamış tabi. Tutarlı bir senaryoya sahip film yönetmen için de iyi bir ilk film olmuş. Yönetmen sıkıntısı kadar senaryo sıkıntısı da yaşayan sinemamız için hala umut var dedirten filmlerden bence. Sinemada izleseydim sıkıntıdan "ne olur ileri sarın!" çığlıkları atabileceğim sahnelerin olması sürpriz değil. (DVD sağ olsun diyorum.)

Neden İzledim?
Oyunculuğu her zaman seyirlik olan Lale Mansur, yönetmenle beraber senaryoyu kaleme alan ve filmde başrol oynayan Mert Fırat ve bulunduğu sahnelerde kendisinden nefret etmemizi ustalıkla başaran Emre Karayel için bence DVDsi alınıp izlenebilir bir film. Farklı bir aşk hikayesi izlemek için de birebir. Şu çağrı merkezi hikayesi de aslında hepimizin dikkat etmesi gereken bir konu. Çağrı merkezlerinden gelen aramalarda karşımdakine hep nazik davranmaya çalışsam da bazen onların da bizi çıldırtmak için ellerinden geleni yaptıklarını düşünmüyor da değilim. İşlediği bu konuların dışında filimde size "vaaaay" dedirtecek sahneler de var. Daha ne olsun.
Boş zamanınızı değerlendirmek için izleyebilirsiniz.

Yönetmen İlksen Başarır'ın diğer filmi Atlıkarınca - 2011 ile ne kadar yol aldığını öğrendiğim zaman buradan tekrar kendisi ve yeni filmi hakkında yorumlarımı yazacağım.

Oluklu Mukavvadan Koltuk






Çalıştığım mimarlık ofisinde(ADOBE Mim.) Nurus'tan arta kalan kolilerle, çöpe atmayalım ama ne yapalım diye düşünürken, böyle bir tasarım yaptım.
Öncelikle bütün kolileri tek tek açtım ve ardından birbirine ekleyerek yuvarladım. Sonunda koca bir silindir elde ettim. Üzerinde çizimi yaptıktan sonra maket bıçağı ile yontmaya başladım. Her şey bittikten sonra aslında daha kolay yöntemlerle bunu yapmanın mümkün olduğunu anladım:) İş işten, ellerim ise kendinden geçmişti artık:)
Nihayetinde oturması rahat ve sağlam bu ürün çıktı ortaya. Elinizde bu miktarda mukavva geçerse buna benzer tasarımlar için değerlendirebilirsiniz.

En azından denedim:)







Hurdacıdan aldığım iki demirle yaptığım bir çalışma. Öncelikle belirtmeliyim ki çok ağır oldu:) Oturma kısmı rahat olsa da sırt yaslama kısmı insanı rahatsız ediyor. Üzerinde biraz daha çalışmayla adam edilebilirdi belki ama ağırlığına yapacak bir şey yok. Denge konusunda bir sıkıntı yaşamadım. Ayaklarda açılma olmadı.

Asıl amacım tek parça uzun bir profilden üretmekti ama çok dolambaçlı olacağı için vazgeçtim. Üstelik o uzunlukta bir profilde yok bildiğim kadarıyla:)

27 Mart 2012 Salı

PVC borulardan sandalye tasarımı


Babamın tesisat ustası ve benimde bir tasarımcı olmamdan gelen birlikteliğin nihayetinde böyle bir ürünün çıkması çok normal değil mi? PVC su borusu, T ve dirsek yardımı ile kendinize böyle bir sandalye yapabilirsiniz. Yaklaşık maliyeti 30-50TL arasıydı yanlış hatırlamıyorsam.

Aslına bakarsanız bu projeyi detaylı bir şekilde hazırlayıp Borusan Pazarlama müdürlüğüne bir sunum yapmıştım öğrencilik yıllarımda. Sunum sırasında projeyi çok beğendiklerini söylemişlerdi ama bir daha dönmediler. Tabi projeyi tüm detayları ve maliyet tablosuyla beraber dosya halinde onlarda bırakmamın da etkisi oldu. Henüz öğrenciyken bu konularda mantıklı davranamıyorsunuz. Sizi o kadar övüyorlar ki bedava bile çalışırsınız adamlara:)

Tecrübe tecrübedir deyip yolumuza devam ediyoruz:)

24 Mart 2012 Cumartesi

Bir zamanlar kullandığım motor

Bir zamanlar motorcu bir kişiliktim ama artık kullanmıyorum. Bu benim başlangıç motorum idi. Ülkemizdeki motorcu düşmanı minibüsçü ve taksici güruh yüzünden motoru bırakmak zorunda kaldım. Şoförlerimizin Avrupa standartlarında anlayış ve dikkate sahip olmalarını umutla bekliyorum.O zaman gönül rahatlığı ile motoruma yeniden kavuşa bileceğimi düşünüyorum.

Canavarım

Bu eskizi üniversite yıllarımda yapmıştım, daha sonra 3ds Max de modelledim. Model üzerinde çok fazla kaplama yapma şansım olmadı. Sadece material atadım. Belki ilerde kirli kaplamalı bir çalışma yapabilirim bir mekan içerisinde. Böyle fabrika çıkışı gıcır gıcır benimde içime çok sinmiyor açıkçası. Bir yaşanmışlığı yok ki kardeşim bunun:)

18 Mart 2012 Pazar

Gondol plastik için yaptığımız tasarımlardan biri

Tasarımını studioSTD firmamızın yaptığı ve Gondol plastik tarafından üretilen kek kalıbı. Çift taraflı kullanımı sayesinde yaratıcı formlar ile konuklarınızı şaşırtın:)